Yazı kategorisi: Hayata dair

“Yağmur”


İstanbul yağmurlu bugün…Allahım kainatı temizlediğin gibi kirlenmiş ruhlarımızı kalplerimizi de temizle…. Dalıp giden insanlar olduk. Çayın demine, yağmurun sesine…Mehmet Devecinin dediği gibi… ! “Hepsi birikiyor, birikiyor sonra da yağmur yağıyor işte..”

Yazı kategorisi: "Yaşam", insan

“Zaman durgunlaştırır deli fırtınaları”


Zaman sadece birazcık zaman

Geçici bu öfke, bu hırs, bu intikam

Acılarımız tarih kadar eski

Alışkanlıklarımız bile sıradan..

Deniz dalgalarına eşlik edercesine, mekanın berraklığına güzel yorumuyla eşlik ediyordu Sezen büyülü yorumuyla…

Zaman dedi yaşlı adam..zaman durgunlaştırır deli fırtınaları, yürekteki acıları kabuk bağlayarak saklar derinde..

Gülümseyerek gözlerine baktığımda farkettim,sanki kendiyle konuşuyordu çayından bir yudum alırken.Sustum, devam etmesini geçirdim içimden ve devam etti;

Zaman olur seversin, göz dokunur gözüne, duyguların anlamını farkeder kalbin.Seversin delicesine sevilirsinde, aşk sarar her yanını tüm sıcaklığıyla…ve sen sanırsın hiç bitmeyecek, hep aynı kalırcasına ömrün son anına kadar yaşayacaksın bu aşkı…Bu kadar güzeldir aşkın her anı ,yaşama en güzel köşesinden bakmanı sağlar…Öyle yaşarsın işte,ayrılık aşkı vurana kadar…Usul usul geldimi ayrılık, söylemek isteyipte içinde kalan sözlere esir olursun sanki…Gitme demek istersin aşka kal hep bende kal diyemedinmi hem kendi yüreğini ağlatırsın hemde aşkı…Ne sen tutabilirsin o güzel aşkın elinden ne sevdiğin varsa kaderde ayrılık, iki çift elden kayar gider aşk…

Yüreğin titreme zamanlarına adım atarsın…değişirsin ,sen sen olmaktan çıkmışcasına,duyguların tüm sıcaklığını kaybeder, için üşür ayazda kalmış gibi..Ne kadar kalabalık içinde olursan ol hep yalnızsındır, aklına kalbine sahip çıkmayı başaramassın ikiside senden gitmiş nede olsa.Yalnızlığında rahatça ağlayarak akıtırsın gözyaşlarınla beraber içindeki hüzünleri ,acıyı ve zaman gelir sadece içinden ağlamaya başlarsın.Sen unutmak istercesine sana inat gitmez fikrinden.Gel git günler,ne geri dönen var ne aşkın mutluluğu uğrar kapına, yorulursun…Dinlenmeye ihtiyacın vardır, yeter artık her şey olduğunca bendeyse bende acısıyla,mutluluğuyla unutulmuyorsa unutulmuyor, unutamadığım güne kadar varsın kalsın içimde ne zararı var?..dersin

Zaman nadas zamanı şimdi, dokunmassın duygularına, aldırmassın, içinin acımasını istemessin nihayetinde .Usul usul hayatı farketmeye başlarsın…ve anlarsın aşkı en saf halinde bıraktığını…hem sevmişsin hem sevilmişsin nede olsa , yüreğin gururlanır ,bu gururla saklarsın bu en saf aşkını yüreğinin bir köşesine, buda bir nevi sahip çıkmaktır öylesine yaşadığın güzel aşka..Yeni bir sayfa açılır hayatında ,yaşıyorsun malum…Sende yaşıyorsun ..O çok sevdiğin kadında,kendin içinde onun içinde yeni sayfalar açılmıştır artık…Mutlu olmak istersin başka bir yürekte…Mutlu olmasını istersin onunda kendin olmayan bir yürekte..Ayrılık yazılsada kadere, ömrünce hiç unutmasanda gönül kapılarını kapatamassın hayata.Seversin yeniden sevme hissin terketmemiştir seni.Hiç geçmeyecek sandığın zaman çok yol almıştır sende.Unutulurmu sanırsın , o en saf halinde bıraktığın aşkın?Yardan vazgeçmişsindirde unutulmaz…içinide acıtmaz artık, sadece aklına ger geldiğinde mutluluk bırakır duygularına ve yine gururlanırsın.Vuslatı olmayan özlemler güzelleşir zaman geçtikçe,çünkü bilirsin vuslatı olmadığını..İçinden içinden sevmeye devam edersin, sevmenin kimseye zararı olmadığını bilirsin, sadece içinden,sadece sen bilirsin…Hani öylesindenki hala onunda sevdiğini bilirmişcesine son nefesine kadar…

Eh artık ömrün yaprağı solmaya başladımı zamanda, şöyle bir kendinle konuştunmu usuldan hem hayata karışmanın mutluluğunu yaşarsın hem ayrılığına rağmen o en saf aşkının yüreğinin bir köşesinde yaşadığının mutluluğunu yaşarsın …zaman ilerledikçe acıtmaz seni, hırçınlaştırmaz, ah keşke dedirtmez sadece iyiki sevmişim iyiki hayatımının bir zamanından geçmiş dersin ..mutluluğun izi kalır benliğinde ve yine gurur duyarsın…ve sustu

Unutmak daha doğrusu değilmiydi hayata başka bir yürekte dokunurken demeden ben,

Ben beni sevmeyeni değil beni seveni sevdim usuldan, kimi sevdiğimi kimi özlediğimi bildim ,sadece içimden,yüreğimin bir köşesinden ,kendimi acıtmadan,bir başkasını acıtmadan…sadece bir sözüm vardı ona ”seni sevdiğim sürece nerde olursam olayım,sıladada olsam gurbettede olsam her doğum gününde sesimi duyacaksın” derdim.

Sesimi duyuramadım ama her doğumgününde denizi izleyerek çay içtim bu sevgim için…ve yine sustu

Deniz güzeldi, taş kahve güzeldi, demli çay güzeldi , sezenin büyülü yorumu güzeldi, böylesine yaşlı fakat genç, güzel yüreğin sohbeti hepsinden güzeldi…bu yazıyı noktalarken şu an radyoda dinlediğim şarkıda güzel…

VARSIN ELLER GÖNÜL YARASI KAPANIR SANSIN,KABUĞUN ALTINDA SEVGİLİ SEN KANAYANSIN..
Yazı kategorisi: Hayata dair

Ve can çay çeker bu şiire kim mısra katar gönlünden? sohbeti kim demler?


 

796b4ad6d714851c91a08130134c0807

Ve can çay çeker.
Ama berrak ve demli bir çaydan daha iyi olan şey, o çaya sohbet katan, lezzet katan dostlardır.
Çay da, dost da, teselli makamında bir talihtir.
Yalnızlığa hüzün taşır çay…
Sohbete muhabbet…
Hayatın neresinde, ne şekil ve görüntüde olursak olalım; mesele şudur:
Bir bardak demli çayın yanında ne kıymetimiz var?
Hangi dostun bir bardak demli çayı için “hasretin adı” ve “katma değer”iyiz?
Vakti vardır..
Ve can çeker.
Can, çayı bahane edip dost ister.
Makam ve mevki…
Ve dahi şan ve şöhret…
Ve dahi mal ve mülk sahibi istemez.
Aradığı insandır.
“İnsan” sıfatının yanında, som altına şekil katmak için sokuşturulmuş bakır kadar ehemmiyeti olmayan unvanları hesaba katmaz…
Ve can, insan çeker.
Bir bardak demli çayın her yudumunu, ab-ı hayata dönüştüren insan!
Hayattan aldığımız ve hayata kattığımız can sıkıntılarının çoğunun sebebi, maalesef değersiz şeylerden ibarettir.
Ne bu dünyadan çekip giderken bizimle birlikte gelirler.
Ne sonrası için işe yararlar.
Üstelik, bir bardak demli çayın yanında bile, sahibini “beş kuruş” sahiplenmezler
Su kaynar…
Aşk ateşinde…
Bir tutam çay yaprağıyla karışmak, vuslattır.
Bu sıcaklığa…
Bu buhara ram olur ve yayılır duygular.
Sonra aşkın rengidir ve demidir görünen.
Ve aşkın rayihası.
Söyleyin şimdi:
Bu şiire kim bir mısra katar gönlünden?
Sohbeti kim demler?

Sevmek çay gibidir…Sevilmek şeker..Şekerli çaylar!