Yazı kategorisi: Hayata dair

“Bir dalga olup karışasım gelir enginlere”


Okyanus olmak isterdim; açılmak, akmak, saklamak, düzene girmek, sakinleşmek, kendim olmak…İnsanlar aslında okyanus olmak için yaşarlar. Savaşırlar, barışırlar, koşarlar, düşerler, ağlarlar, gülerler, susarlar, konuşurlar, bağırırlar, çalışırlar, yarışırlar, sevinirler, üzülürler, beklerler, bekletirler, umutlanırlar, umursarlar, kazanırlar, kaybederler… Sonuçta amaç hep yaşam denilen o deli ırmağı dingin sulara kavuşturmaktır. Okyanus olmak isterdim. “İnsan” olan geçmişime yabancılık çekmeden, tüm özgürlüğü de, huzuru da hesap kitap yapmadan kullanmak isterdim.

Gönlümün dalgalarını resmederken dalgaların sahile vuruşlarıyla içimdeki coşkunun, tutkunun, huzur ve hüznün karmaşasından kurtulup rahatladığımı, iliklerime kadar yayılan huzurun hafif tuzlu tadını, iyot kokan kokusunu hissederim. Duygularıma eşlik eden martılar yarışırlar dalgalarla rüzgara inat, hayata inat mutlu ve özgür. Bir dalga olup karışasım gelir enginlere. Derin maviliklerinde kaybolmak, bembeyaz dalgasında köpürmek isterim. Bir dinginlik hissi, bir huzur, bir yaşama sevinci yüreğimin ta derinlerinde hissederim. Eğer hissediyorsam, varım, yaşıyorum

24. 07. 2009

Yazı kategorisi: Hayata dair

“Diyorum ama…!


Bugün yaşamalı yaşanılacak ne varsa, yürekli olmalı son demine kadar diyorum ama…! “Yutkunmakta acemiyim yaşamak büyük lokma.” Kimi gönlümüzün topallığıyla sürüklendik, kimi yaşamın kör gözleriyle karşılaştık kimi hiçliğin salıncağında sallandık durduk…Komik olan ne biliyor musunuz? Hepimizin aradığı olgular aynıyken kendimizle kayboluşumuz…

Yazı kategorisi: müzik

“Amado mio”


Ağır ağır ölüyor yolculuğa çıkmayanlar okumayanlar müzik dinlemeyenler gönlünde incelik barındırmayanlar.

Pablo Neruda 

Yazı kategorisi: "Yaşam", edebiyat

“Seyre daldı yeryüzünü”


Önce sırtını sıvazladı güneş günün
beyaz bulutları araladı gözlerinden
seyre daldı yeryüzünü…

karınca ordusu insanın
zahmetsiz ekmek parasına
zevk pahasına yarışlarını
gördü
sövdü
söndü…

sonra!
dikine dikine yolladı ışıklarını
lâkin anlayan yoktu o sıcaklığı…

kırık camlardan yansıyordu yüzleri
dilleri pervasız
aşkın pencereleri kör
sevginin kapıları sağırdı
tütmüyordu bacalardan insan ruhları
eskileri satıp
yenilerini öylesi rahat alıyorlardı!

gün gün
azar azar
çocukluğumuz eziliyordu sokaklarda
renkli balonlar solarken
gençliğimiz kopuk uçurtmalarda
adamın evinde ateşler sönerken
alçak kaldırımlarda
bir kadının hayatı ucuzluyordu
parfüm ve ter kokusunda…

vapurlar çakı çakmak satarken
insanlar dolup dolup boşalıyordu
düdük seslerine karışan saatlerde
şehir kendini yağmalayıp
kendinden geçiyordu
Asya’dan Avrupa’ya…

ve hiç bir günah kimseye ait değildi
saçında beyazlayan yılları kimse sevmedi
teninde kırışan arzuları da sahiplenmediler
oysa ne kurlar yapıldı hayata
roman sayfalarını aralayıp
ne öyküler saklandı içimize
her şiir yüreğimizde serinlerken
güneş eski güneş değildi
şehirler yağmurken…

Yazı kategorisi: Aşk, duygular

“Çerden çöpten”


“Aklın düzenlediği defterleri aşk ateşe verirken”, geriye bir avuç kül bile kalmıyorken ve kaybedecek bir şey de kalmamışken. Haberci bir rüzgar esiyorken ve kimse hiçbir şey okuyamıyorken. Bir kervan kıranın aldatıcılığında çerden çöpten mi yapılmıştı evler, bunca kolay yıkıldı…

Yazı kategorisi: duygular, Hayata dair

“Psikosempatik”


Girilen kalpte U dönüşü yapmanın yasak olduğunu gösteren bir tabela olsaydı ve biz bunu daha erken öğrenseydik, kopmamaya kararlı her takvim yaprağının aslında yitirdiklerimize tutunduğumuzda anlardık ve yüzümüzde psikosempatik bir tebessüm ile kendi gölgemizin ardına saklanmak zorunda da kalmazdık..

Yazı kategorisi: Hayata dair

Lâ’l….


Bir bulut olsam yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarına

Bir çiğ tanesi bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend acemaşiran

Bir turna olsam yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıradağlarıma

Komşunun kızı çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil mor kırmızı
Ah şişede la’l Hem de ay hilal
Bir daha da görmedim öyle yazı….

Sezen Aksu